Bir akşam üstü sahilde denizin kıyıya vuran dalgalarının sesini dinliyorum, uzanmışım güneşin batımıyla serinleyen kum tanelerinin üzerine, hafif bir üşüme var boyunumda, rüzgarın hafif esintisiyle uçuşan saçlarımı düzeltmeye çalışıyorum ama olmuyor. Pes ediyorum en sonunda kapatıyorum gözlerimi bırakıyorum kendimi huzurun kollarına.. Bir saat bilemedin iki saatin sonunda dalgalar kızışmaya rüzgar tenime hırçın hırçın kumları vurmaya başladığında , boynumdaki üşüme göğüsüme vurduğunda uyanıyorum gerçekliğe. Kalkıyorum yerimden bakıyorum son bir kez daha sessizliğini bozan geceye, omzumun üstünden. Derin bir nefes alıp yoluma dönüyorum. Yine bir gayret yine bir umut. Yavaş yavaş uzaklaşırken deniz kıyısından sadece bir fısıltı kalır kulağımda. Yine bekleriz dermiş gibi çağırır beni kendine. Biliyorum ki çabası beni evcilleştirmek.
Halbuki her gün ayni saatte uzanacaktım aynı düşüncelere kapatıp gözlerimi. Yine ayni rüzgar dokunacaktı bedenime. Aynı hevesle uzandığım yerden ayni soğuklukla kalkmayı öğrenecektim, öğrenecektim ki bir sonraki karşılaşmamızda gönlümde yine ve hep sen olsan bile omuzumdaki şalım eksik olmasın nede saçımda ki tokam... Çünkü zaman gelir ıslak kumlar kurur bedeninde, silkelemesini bilmelisin. Azan dalgalarda boğuşmak yerine bazen uzaktan izlemenin tadına varmalısın. İçine işleyen rüzgarın üşüttüğü yüreğini örtmesini bilmelisin.....
Bıraktım kafamdaki onca düşünceyi akşam üstü kıyıya vuran dalgaların sesine, havanın serinliğine üzerime çarşaf yaptığım kumlara. "Bu gece daha az esti" dedim kendi kendime
Evcilleşmeye başladım işte...
Comments